Erken Çocukluk Birimi “Bebek95” Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi (BÜPAM) çatısı altında yer alır. Adını Dünya Sağlık Örgütü tarafından 3 yaşında sağlıklı bir çocuğun ortalama boyu olarak kabul edilen 95 cm’den ilham alan Bebek95 Biriminde doğum öncesinden üç yaşına kadar bebeklerin temel gelişim süreçlerini destekleyen çalışmalar yürütülmektedir.

Vizyonumuz

Koşulları ne olursa olsun, her çocuğun hayata iyi bir başlangıç yaparak gelişimsel potansiyelini gerçekleştirdiği bir toplumda büyümesini istiyoruz.

Misyonumuz

Bu hedef doğrultusunda, misyonumuz:

  • 0-3 yaş döneminin kritik önemine dair toplumda farkındalık yaratmak
  • Bilimsel veriler ışığında erken çocukluk gelişimine yönelik aile-odaklı erken müdahale programları geliştirmek
  • Yoksulluk, mültecilik statüsü gibi dezavantajlı koşullarda yaşayan ailelerdeki bakımverenler ile bebeklerin bu programlardan faydalanması için yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları, kamu ve özel sektör kuruluşları ile işbirlikleri geliştirmek
  • Erken müdahale programlarını uygulayan saha ekiplerine destek sağlamak
  • Programların aileler ve çocuklar üzerindeki etkilerini araştırmak
  • Kanıt-temelli programların daha fazla sayıda çocuk ve aileye ulaşmasını sağlamaktır

0-3 Yaş Dönemi Niçin Önemli?

Hayatın ilk 3 yılı beyin gelişimine bağlı olarak çocukların en çabuk büyüdükleri, hareket, dil ve sosyo-duygusal becerileri en hızlı öğrendikleri dönemlerin başında geliyor.

Genetik özellikler kadar çevresel deneyimlerin de erken çocukluk gelişimine katkısı yadsınamaz. Nörobilim alanında son yıllarda yapılan araştırmalar ışığında ilk yılları özel kılan bu hızlı değişim, beynin çevresel uyaranlara daha açık olması ve deneyimler karşısında diğer dönemlere kıyasla daha çabuk gelişmesi ile açıklanıyor.

Potansiyelini en üst düzeyde ortaya koyabilmesi için her çocuğun zengin bir dil çevresine, duyarlı etkileşimlere, oyun, hareket ve keşif fırsatlarına ihtiyaç duyduğuna dair pek çok bilimsel veri mevcuttur. Beynimizdeki 100 milyar nöronun (sinir hücresinin) birbiriyle bağlantılar kurma hızının en yüksek olduğu hayatın ilk 3 senesinde, bu çevresel uyaranlar ve deneyimler beyindeki nöronlar arasındaki bağlantıların oluşması için önemli bir rol oynar. Bu bağlantılar ise çocuklarda bellek, duygu, davranış, hareket ve dil becerilerinin gelişmesini destekler. Sonuç olarak, beyin gelişiminin temelleri en erken yaşlardaki bu deneyimler ile atılır. Anne karnından üç yaşına kadar uzanan dönemde, beyin gelişiminin yaklaşık % 85’i tamamlanır.

Erken çocukluk bir fırsatlar dönemi olarak görülmelidir çünkü bebeklerin beyin gelişimi büyük oranda anne-babaların temel kaynağı olan sevgi, ilgi, oyun gibi maliyeti olmayan doğal kaynaklar ile gerçekleşir. Erken çocukluk gelişimini ilk 3 yılda desteklemek, çocukların ileride daha sağlıklı, mutlu ve daha yüksek eğitim seviyesine ulaşmalarına, daha üretken bireyler olmalarına, gelişim potansiyellerini en üst düzeyde ortaya koyabilmelerine fırsat verir.

Erken çocukluk döneminde gelişimi desteklemenin, yalnızca çocukların bireysel gelişimleri için değil, aynı zamanda ülkelerin ekonomisi ve kalkınması için de büyük önem taşıyor. Bir çocuğun gelişimini desteklemek için yapabileceklerimizin maliyeti çok düşük, getirisi zannedilenden çok fazladır. Nobel ödüllü bilim insanı James Heckman ve meslektaşlarının yaptığı araştırmalara göre ilk 6 yıla yapılan her 1 dolarlık yatırım ekonomiye 7 ile 10 dolar kazanç olarak geri dönüyor.

Öte yandan, yoksulluk ve buna bağlı riskler çocukların gelişimini ilk seneden itibaren olumsuz etkileyip, farklılıkların kaynağı olabilir. Bu farklılıklar yıllar geçtikçe daha da büyüyerek adeta bir uçuruma dönüşüyor. Erken çocukluk döneminde dezavantajlı koşullarda büyüyen çocukların gelişim potansiyelleri desteklenmediğinde ileride sağlık, özel eğitim, psikolojik ve sosyal hizmet harcamaları artıyor.

Türkiye’de toplam nüfusun yaklaşık %8’ini 4 yaşın altındaki çocuklar oluşturuyor. Bu yüzde ile Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında en yüksek küçük çocuk nüfusuna sahip ülke konumunda. Gelişimde kritik bir dönem olan bu yaş grubundaki dört çocuktan birinin yoksulluk içinde olduğu dikkate alındığında, erken çocukluğun desteklenmesini ülkemizdeki en öncelikli gereksinimlerden biri olarak görüyoruz.

“Beyni her şeyi kaydediyor”